11 Temmuz 2015 00:52

Metal direnişi ve hareketten korku

Metal direnişi ve hareketten korku

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İşçi sınıfı bir dönemi başka bir aşamaya evriltmenin derin sancılarını yaşamaya devam ediyor. Onca direnişin, gelişmenin, onca görünür hareketin altında yatan esas etkenin “yeni bir aşama” sancısı/mücadelesi olduğunu gösteren oldukça fazla veri bulunmaktadır.

Metal işçilerinin, Renault’da başlayıp diğer tüm metal iş kolunu bir fırtına gibi saran, ancak bir saman alevi gibi sönmeyen, için, için işleyen, bazen alev alan bazen duman çıkaran, ama kor olarak kalan direnişinin özü de bu olsa gerek. Geleneksel sendika bürokrasisine ve özellikle Türk Metal tipi sarı sendikacılığa karşı biriken öfkenin dışa taştığı günümüzde, işçilerin tavır ve tutumunu, direniş ve yönelimini kavrayan ve sınıfla mücadeleci bir birliktelik kurarak, sınıf sendikacılığında ilerleme tutumu ve cesareti gösteren sendika veya sendikalar da bulunmuyor.

Gezi direnişi karşısında ne yapacağını -hadi bir bölümü için söyleyelim- bilmeyen, gelişmeyi anlamayan ve gereği için zamanında adım atmayan sol/devrimci güçler gibi, sendikalar da metal fırtınası karşısında benzer bir ‘tutulma’ içindeler.

Ve hareketten korkudur yaşanan...

Gezi direnişinde de ‘ulusalcı’ ya da farklı siyasi etiketler ve nedenler gerekçe gösterilerek “Birkaç gün içinde sönümleneceği” varsayılmıştı. Metal iş kolundaki gelişmeler karşısında sendikaların böyle bir tutum sergilemeleri de gözden kaçmamaktadır.

Ancak deneyle sabittir ki, bu yaklaşım eldekini de çürütmekten başka bir işe yaramıyor.
Zira yeni kuşak işçi sınıfının inisiyatif alarak dümenin başına geçme çabaları hemen her sektörde öne çıkıyor ve bu sürecektir.

Ve bu gelişmenin/mücadelenin içinde yer alarak yol alamayanlar, şarampole yuvarlanmasalar bile gelecek vadetmezler. Yapılması gereken tereddüt etmeden sınıfın mücadelesinde yer almak ve sınıfın bedeller vererek elde ettiği araçları sınıfın hizmetine sunmaktır.

Genç/yeni işçi kuşağına gelince, görünen o ki her alanda karşı karşıya kaldıkları engelleri aşma çabasında henüz arayışları belli bir aşamaya gelmiş değil. Sıcaklığında bir azalma olsa da direnişler, mücadeleler, arayışlar, tepkilerin devam ediyor olması şimdilik bir avantaj olmakla birlikte, bunu yıkma çabaları karşısında uyanıklık devam etmelidir. 

Sınıfın amiral gemisi olan metal işçilerinin yarattığı büyük dalganın yansımalarının diğer tüm sektörleri belli oranda etkilediği bir sır değil.

Yani kapışma büyük. Görünenden de öte...

Eylemler, mücadeleler, arayışlar, örgütlenmeler başta patron saldırıları olmak üzere polisin jandarmanın, valinin, kaymakamın, hatta imamın, müftünün ve dolayısıyla tüm bu temsiliyetlerin görünür kapsayıcısı olan hükümetin yaptırımları boşuna değil. Sermaye, oluşacak yeni hükümetin de bu gelişmeyi “sınıfın çıkarları” yani burjuvazinin çıkarları doğrultusunda ele alacak formül arayışını da sürdürüyor.
Koalisyon içinde yer alma yarışına girenlerin ya da yeni hesaplar yapanların ama tüm burjuva düzen partilerinin metal işçilerinin ve sınıfın diğer bölüklerinin direnişlerinden bahsetmemeleri ve göstermelik de olsa onlara yaklaşım göstermemeleri bu refleksten kaynaklanıyor.

Ancak sınıfa diş geçirilemiyor; tüm baskı, yalan dolan ve yaptırımlara, işten atmalara ve tehditlere rağmen sınıf sinmiyor. Aralarındaki bağın yokluğu ya da zayıflığına, güçlü bir sendikal hareketin ve sınıf yol göstericiliğinin eksikliğine rağmen işçi sınıfı çelişkiyi su yüzüne çıkardığı yerde harekete geçmektedir. İki sınıf arasındaki çelişki ve çatışma şimdilik sendikal hak ve özgürlükler, ekonomik ve sosyal haklar düzeyinde de olsa daha da görünür olmaktadır. 

Bir yerdeki direnişin dalgasında yaşanan düşme yılgınlığa neden olmuyor; başka bir alanda, başka bir fabrika, işletme ya da sektörde yeni bir direniş başlıyor. 

Sınıfın dışında olanlar için vaka-i adiyeden sayılan bir çok gelişme, dinmeyen eylem ve direnişlerle birlikte esas olarak derinden gelen sendikal mücadeleyi de kapsayan bir işçi sınıfı hareketinin mayalanmakta olduğuna delalettir.

Bunun nereye varacağını gösterecek olan ise sınıf hareketi, sınıf tutumu, sınıf partisi ve tüm bunların sınıfla birliği, karşılıklı güveni ve açacağı kanalları nereye vardıracağına bağlıdır. 

Ancak özellikle metal iş kolunda görülen gelişme umut vericidir. Yeni kuşağın en öne geçmiş olması ve bunu mızmızlanan kesimlere “kaptırmadan” sürdürme arzusu/inisiyatifi de önemlidir.

Metalde fırtınayı yaratan ‘kor’un yeni ve sınıf bilinci edinme düzeyi bakımından oldukça başlarda olduğu bir gerçek. Ama sınıf en erken öğrenendir. Hele de sınıf kavgası içinde olursa...

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa